Kadının evlilikte kendi soyadını kullanabilmesi
- Av. Barış Yardımcı
- 6 gün önce
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 4 gün önce

ESKİ DÜZENLEME
Kadının evlendirme memuru veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla eşinin soyadı önünde evlenmeden önceki soyadını da kullanabileceği, Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 187'de düzenlenmişti:
TMK 187 - Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.
TMK 187, "Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır" diyerek kadına eşinin soyadını taşıma zorunluluğu yüklemekteydi ve bu tartışmalı hükmün iptali için geçtiğimiz yıllarda Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuştu. Ancak Mahkeme'nin hükmü Anayasa'ya aykırı bulmaması üzerine konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşınmıştı.
AİHM içtihatlarına göre kişinin soyadı "özel hayat" kapsamında değerlendirilerek evli kadının eşinin soyadını kullanma zorunluluğu özel hayata bir müdahale olarak kabul edilmiş ve Medeni Kanun'un bu düzenlemesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) m. 8 (özel ve aile hayatına saygı) ve 14'e (ayrımcılık yasağı) aykırı bulunmuştu.
AİHS 8 - (1) Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
(2) Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.
Daha sonra, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2015 yılında verdiği içtihadı birleştirme kararıyla, AİHM'in yukarıda sözünü ettiğimiz kararına atıfla, "Evli kadınların aile birliği adına kocalarının soyadını taşımak zorunda bırakılmalarının, önüne evlenmeden önceki soyadlarını ekleyebilseler dahi nesnel ve makul bir gerekçe taşımadığı" belirtilerek kadının hiçbir haklı gerekçeye ihtiyaç olmaksızın sadece evlilikten önceki soyadını kullanabileceği hüküm altına alınmıştı.
Kararda ayrıca, AİHS m. 8 her ne kadar ad ve soyad konusunda açık bir hüküm içermese de, kişinin kimliği ve aile bağlarının belirlenmesinde kullanılan soyadının aynı zamanda mesleki, sosyal ve kültürel ilişkiler bağlamında taşıdığı önem neticesinde özel ve aile yaşamına saygı hakkıyla bağlantılı olduğu belirtilmişti.
Bu sayede evlilik birliği içerisindeki her kadının, aile mahkemelerinde açacağı dava neticesinde sadece evlenmeden önceki soyadını kullanması mümkün hale gelmişti.
YENİ DÜZENLEME
Türk Medeni Kanunu'nun 187. Maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 22 Şubat 2023 tarihinde verdiği kararla iptal edilmiştir. 28 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan iptal kararı, 28 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
İptal kararıyla birlikte kadının evlilikte eşinin soyadını hiç almadan sadece evlenmeden önceki soyadını kullanmaya devam etmesi mümkün hale gelmiştir.
Ancak söz konusu değişiklik "Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliği"ne henüz yansımamıştır. Yönetmeliğin 24. Maddesi, iptal edilen TMK 187 hükmüyle paralel bir düzenleme olup halen yürürlüktedir.
Bu durum uygulamada karışıklığa yol açmakta, nüfus müdürlükleri kadının evlilikte sadece evlenmeden önceki soyadını kullanma talebini reddedebilmektedir. Böyle bir ret durumu halinde kadının yetkili aile mahkemesinde dava açarak eşinin soyadının iptalini talep etmesi mümkündür.
コメント